Çok siyah az beyaz…
Konsept çoğunlukla 2000’lerin başından dijital kameraya geçinceye kadar çektiğim sokak fotoğraflarını içeriyor. Fotoğrafların bir bölümü orjinal olarak siyah beyaz çekildi. Kart baskılar profesyonel tarayıcıyla dijital hale getirilmiş olsa da bazılarında hala baskının getirdiği tonların izlerini ve keskinlik sorunlarını görmek mümkün.
İlk dönemler çoğunlukla Kodak’ın siyah beyaz filmlerini tercih ediyordum ama sonra Fujifilm’in “Acros“unu keşfettim. Acros’un tonları Fuji’nin dijital kameralarında film benzetimi olarak bulunabiliyor ama eski kafalar “tam da öyle değil” havasında. Film benzetimleri son teknoloji bilgisayarlarda muazzam miktarda verinin derlenmesiyle hazırlanıyor; dolayısıyla “tam da öyledir” ama olsun. Bence değil…
Dijital fotoğrafların neredeyse tamamı Lightroom programında siyah-beyaz hale getirildi. Film simülasyonu kullanmadım ama fotoğrafın genel havasına uygun olduğunu düşündüğüm bazı ton ayarlamaları var.
Yukarıdaki gösterimde gördüğünüz fotoğraflar konsepte ilişkin fikir vermeleri açısından seçildi. Kalite, tahmin edeceğiniz gibi, özellikle kötü… Kullanılacak fotoğrafların neredeyse tamamı ilk kez sergide görülecek.
İsim nereden geliyor derseniz, fotoğrafların geneline hakim olan karamsar havadan… Siyah-beyaz fotoğrafların hüzünle bir alakası olduğunu düşünen sadece ben değilimdir sanırım.